27 Şubat 2011 Pazar

Ara sıra da olsa...

Bu bloğu çocuk uyku sorunları üzerine yazmak için açtım ama ara sıra da olsa farklı paylaşımlarda da bulunmak istiyorum.

Bugün, aynı şirkette çalıştığım ortopetik engelli bir arkadaşımızın basketbol maçına gittik ailecek. Önderliğini yaptığım gönüllü grubunun da katılımıyla çoluklu çocuklu 50 kişiydik. Müthiş bir atmosferdi. Daha önce hiç engelliler basket maçı seyretmemiştim.

Hayatın ne kadar değerli olduğunu, eften püften ne kadar anlamsız şeylere kafayı takdığımızı, umut ve azmin elinden hiç birşeyin kurtulamayacağını görmek ve hissetmek müthiş bir deneyimdi.

En mutlu olduğum şey de dört yaşındaki oğlumun hiçbir şekilde sahadaki çeşitliliği yadırgamamış ve çok doğal karşılamış olmasıydı. Eve geldiğimizde halen 'Anadolu, Anadolu' diye tezahürat yapıyordu. Benimse içimde halen isimlendiremediğim tuhaf, değişik bir duygu vardı.

Düşünüyorum ama karar vermiyorum. Bugün o sahada oynayan arkadaşlar şansızlar mı yoksa şanlılar mı? Daha çok şanslı oldukları yönünde görüşüm. En azında ülkemizdeki büyük bir orandaki engelli çocuk, genç gibi toplum hayatından soyutlaştırılmadan hayatlarında zevk aldıkları şeyi yaparak yaşıyorlar. Ya evden çıkarılmayan ve hatta engelli olduğu için varlığından bile utanılan çocuklar? Ya onlar? Onlara da bir gün şans gülecek mi dersiniz?

25 Şubat 2011 Cuma

9 aylık bebekler ve günlük düzenleri

Şu anda yardımcı olabileceğimi düşündüğüm ama gerek vakitsizlikten gerekse eğitimim tamamlanmadığından henüz çalışmaya başlayamadığımız Selen ve Elif için yazıyorum bugünkü yazımı. 9 aylık bebeklerin hepsi için genel bir bilgilendirme de aynı zamanda.

Yazdığım saatler +/- 1 saat oynayabilir ama aktivite aralıkları bu şekilde olmalıdır.  Bu arada bu düzeni uygulamaya başladığınızda ilk birkaç gün işler kötüye gidiyormuş gibi görünebilir ama bu geçici bir durumdur. Ümidinizi kesmeyin ve lütfen daha önce yazdığımı unutmayın. Eğer bu düzeni her gün uygulayamayağınızı düşünüyorsanız sakın başlamayın. Tabi ki bu idealidir. Arada farklılışan zamanlar ve günler mutlaka olacaktır. Ama en azından bebeğiniz alışıncaya kadar değiştirmeyeceğiniz bir zamanı seçin başlamak için.

7:00 - 7:30 Kalkış ve kahvaltı (emzirme veya mama veya katı gıda)

9:00 - 9:30 Sabah uykusu. Eğer kızınız geceleri uyanıyorsa daha da erken yatırabilirsiniz. Eğer oğlunuz gece kesintisiz 11-12 saat uyuyorsa 10:00'a kadar dayanabilir. Ama kesinlikle 3 saatten fazla ayakta kalmamalıdır. Bu ayda uyumaları gereken sabah uykusu ortalama 1,5 saattir. Bazı çocuklar uyandıktan sonra küçük bir atıştırmaya ihtiyaç duyabilir.

12:00 - 12:30 Öğle yemeği (emzirme veya mama veya katı gıda)

13:00 - 14:00 Öğlen uykusu. Sabah uykusundan kalktıktan 3 saat sonra engeç öğlen uykusuna yatmalıdır. Bu uyku 1,5 - 2 saat sürer. Ve kalktıktan sonra mutlaka bir atıştırmalık öğün vermelisiziniz.

17:00 - 18:00 Akşam yemeği (emzirme veya mama veya katı gıda)

19:00 - 19:30 Yatma zamanı. Yatma zamanından kasdım yatakda yatmaya başladığı zaman. Yani yatmaya hazırlanma zamanınız değil. Yatırmadan önce emzirmenizi tavsiye ederim. Ama kesinlikle emzirerek uyutmayın. Emzirmek yatağa koymadan önce yaptığınız sondan ikinci adım olsun.

Bunları uygulamanız eğer bebeğiniz kendi kendine uykuya dalmaya bilmiyorsa tek başına herşeyi çözmeyecek ama çok yararı olacaktır. En azından huzursuz, yorgun olan bebeğiniz daha sakin ve uyumlu olacaktır. Kendi kendilerine uykuya dalmaları için ilerleyen günlerde yazağım Kim West'in metodu sizlere yardımcı olacaktır.

Unutmayın bu düzeni oturtmak bebeğinize bir güven verecektir. Çünkü bebekler saati bilmezler ama bir sonraki adımın ne olacağını bilmek onları güvende hissettirir. Kim belirsizliğin olduğu bir yerde huzurlu olur ki...

23 Şubat 2011 Çarşamba

Kimse bütün gece kesintisiz uyumaz. Büyükler de...

Uyku iki ana evreden oluşur; REM (rüya uykusu olarak da bilinir) ve yavaş dalga (non-REM) uykusu.

REM hem aktif hem de hafif bir uykudur. Bu uyku sırasında rüya görürüz. Yavaş dalga uykusu da kendi içinde evrelere bölünür ve bu uyku bizim derin uykumuzdur ve bu sırada kaldırılırsak halsiz ve yolunu kaybetmiş gib hissederiz.

Uyku döngüleri büyüklerden farklı olsa da çocuklarda da aynı uyku evreleri vardır. İlk dört ayda uykularının yarısı hafif REM uykusudur ki bu uyku sırasında çabuk uyanırlar. Günlük toplam uykularının yaklaşık 8 saat REM, 8 saat yavaş dalga uykuları vardır. dördüncü aydan sonra REM uykusunun süresi gittikçe azalır ve yaklaşık iki yaşına geldiğinde bir büyüğün evre dağılımı ile hemen hemen aynı olur. REM uykusu büyüklerin toplam uykusunun %20-25'ini oluşturur.

Hepimiz aynı uyku evrelerinden geçeriz. Uyku evrelerinin geçişlerinde beynimizdeki bu değişim hafif bir uyanıklılık hali verir. Uyku evreleri büyüklerde genelde 90 ila 100 dakikada bir çocuklarda 50 dakikada bir değişir. Bizler büyükler olarak tamamen uyanmayız ama üstümüzü örttüğümüz, susadığımızı hissettiğimiz, sağdan sola döndüğümüz zamanlar evreler arasındaki geçişler sırasında olur. Hatta sabah kalktığımızda bu anları hatırlamayız bile. Bizim tamamen uyanmamamızın sebebi, kendi başımıza yeniden uykuya dalmayı bilmemizdir. Bebekler ve çocuklarsa bu evreler arasında bizi uyandırırlar. Ta ki biz onlara kendi başlarına uyumayı öğretinceye kadar...

20 Şubat 2011 Pazar

İpuçları

Her çocuk ve hatta bebekler bile 'Uykum geldi beni yatır' derler. 'Kafayı yemişsin sen' demeden önce okuyun.


0 - 6 yaş arasında çocuklar uykum geldi artık yatayım demezler. Böyle bir kavramları yoktur. Size uykularının geldiğine dair ip uçları verirler. Eğer bunu yakalayamaz ve kaçırırsanız o zaman sakinleştirici özelliği olan melatoninin salgılanması olmayacak aksine böbrek üstü bezlerinin kortisol (Türkçe'de kortisol ve uyku ile alakalı doyucu bir makale bulamadığımdan yönlendiremiyorum ama İngilizce olarak birçok makale bulabilirsiz) pompalaması gerçekleşecek ve de bu cin gibi olmalarına sebebiyet verecektir.


'Ama benim oğlum gece 1'de olsa uyuyor çok yorulunca...' dediğinizi duyar gibiyim. Evet kızınızın uyuyor olduğu doğru ama 'Uykum geldi. Uyumalıyım' dediği için değil. Artık beyni 'Buraya kadar kontağı kaptıyorum' mesajını gönderdiği için.


Girin Youtune'a size komik gelen birçok şekilde uyumuş çocuk videosu göreceksiniz. Bunlar bana da çok komik gelirdi ta ki bu durumun aşırı yorgunluğun sonucu olduğunu öğrendiğim zamana kadar. Şimdi bu videoları üzülerek seyrediyorum. Çünkü hiçbir çocuk o derece yorgun olmamalı.


Hep duyarız 'Gece yarası cin gibi uyanan çocuklar'ı. İşte bunlar aşırı yorgun çocuklardır. Bu çocukların uyanmaması için yapılması gereken daha geç yatırmak veya gündüz uyutmamak değil aksine daha çok uyumaları sağlamaktır.


İşe ilk olarak çocuğunuza bir yatma saati seçerek başlamalısınız. Bu yaşına / ayına göre 19:00 ile 21:00 arası değişmelidir. Eğer çocuğunuz belirlediğiniz saatte uyumakda zorlanıyor ve sonrasında uzun süre uyumuyorsa o zaman belirlediğiniz uyku saati onun için geç bir saat demektir. Uyku saatini yarım saat öne çekerek tekrar deneyebilirsiniz.


Çocuğunuz için ideal olan yatma zamanını belirlemek için birkaç gün size verdiği ip uçları takip edin. Bunlar neler mi olabilir?
- Gözlerini kaşıma
- Esneme
- Hareketlerinde yavaşlama
- Kayısızlık
- Boş boş bakış
- Sızlanma ve yakınma
- İnsanlara ve oyuncaklara karşı ilgisinin azalması.


Sizin çocuğunuzun verdiği ip uçlarını yakalamanız için biraz pratik yapmanız gerekir. Çünkü her çocuğun kendine göre özel verdiği sinyaller olabilir. Ama hepsinin anlamı aynıdır: 'Ya beni hemen şimdi uyut ya da sonuçlarına katlan'...

17 Şubat 2011 Perşembe

Korktuğum Başıma Geldi

Biliyordum böyle olacağını...

Bir blog yazmaya başlayınca sürekli elin üzerinde olmalı. Yazılarını okuyanları yanlız bırakmamalısın. Ama bir koltukda 5 karpuz olunca olmuyor, olmuyor, olmuyor.

Öyle yoğun bir temponun içine girdim ki hayatımda ilk defa 400 kişiye karşı yapacağım konuşmaya hazırlanmak, çalıştığım şirkette gönüllülerden oluşan sosyal sorumluluk grubunun 8 Mart Dünya Kadın'lar gününde çıkaracağı yemek kitabının hazırlıkları ile uğraşmak, bir de üzerine 7 ülkede yeni bir işin kurulmasını yönetmek yazılarımı aksatmama sebep oldu. Yazılarımı okuyan bütün anne ve babalardan biraz daha sabır rica ediyorum. Hafta sonunda yoğunluğumun büyük kısmı tamamlanmış oluyor. O zaman o kadar çok yazacak şey var ki...

En azından bana çocuklarının durumu yazmış ve benim mesajı bekleyen anneler için yazacağım. Size söz :)

6 Şubat 2011 Pazar

İşte budur...

Ne kadar mutlu olduğumu anlatmama kelimeler yetmez.

İlk yazdığım yazılardan birinde 0-6 yaş çocuk uyku danışmanlığı eğitimi aldığımdan bahsetmiştim. Eğitimim sırasında üzerinde çalışılacak vakalara ihtiyacım vardı ve arkadaşlarıma çevrelerinde bu konuda gönüllü olan var mı diye sordum. Benim mesajım dönmüş dolaşmış ve uyku düzeni bozukluklarından müzdarip dünya tatlısı iki yaşında bir kızı olan bir anneye ulaşmış.

İlk defa yazışmaya 9 Ocak'da başladık ve bugün bir teşekkür mesajı aldım kendisinden. Küçük prenses artık kendisi uyuyor ve geceleri kalkmıyor. İnsanın işe yaradığını bilmesi kadar güzel bir duygu yok :)

Ben bir kez de buradan prensesin annesine kararlılığı, azmi ve enerjisi için teşekkür etmek istiyorum.

Hangi ayda ne kadar uyuması gerekir?

Unutmayın her bebek bizim hayat düzenimize uyamaz. Eğer bebeğiniz aşağıdaki tabloda verilen saatlerden daha kısa uyuyorsa geceleri ve doktorunuz tarafından tespit edilen tibbi bir sorun yoksa bu durumun sadece iki sebebi var:

- Bebeğiniz kendi kendine uyumayı bilmiyor
- O kadar yorgun ki uyuyamıyor ve sürekli yorgunluğa bağlı olarak uyanıyor.

Aklınızda tutmanız gereken bir nokta: Bebeğinizin bir gün ya da iki gün boyunca aşağıdaki sürelerde uyuması herşeyin yola gireceği anlamına gelmez. Yorgunluk derecesi ve bu yorgunluğun ne kadar süredir devam ettiğine bağlı olarak 2-3 hafta sürecektir işlerin yoluna girmesi.

İlk ay(0-4.hafta)  : Toplam günlük uyku süresi 16-18 saat arasında değişir.

İkinci ay(5-8.hafta): Birinci ayın sonunda 15,5 - 17 saat arası olan toplam uyku süresinin  8,5 - 10 saati gece, geri kalanı gündüz uykusu olarak gerçekleşir. Bu ayın sonunda 4 hatta 5 saatlik kesintisiz uyku süresi görülür geceleri.

Üçünçü ay(9-12.hafta): Toplam uyku süresi 15 saattir. Bunun 10 saati gece, 5 saati gündüz gerçekleşmelidir.Bu ayın sonunda gündüz uykuları da bir düzene oturmalıdır.

Dördüncü ve Beşinci ay: Gece uyku süresi 10-11 saat arasında ve gündüz toplam uyku süresi 4-5 saat arası olmalıdır. Dördüncü aydan itibaren gündüzleri yeterli kaloriyi alıyorsa 8 saat beslenmeden gece kesintisiz uyku uyuyabilirler.

6 - 8. aylar: Ortalama 10-12 saat gece uykusu olur ve gündüz yeterli kaloriyi aldıkları sürece gece beslenmeye ihtiyaç duymazlar. (Ben bunu yaptım ama yapıncaya kadar içim içimi yedi. Ama oğlumda herhangi bir kilo kaybı olmadığı gibi, kilo almaya da devam etti). Gün içinde de 3,5 saatlik bir uyku uyumuş olmaları gerekir. Birçok çocuk iki kere uyur, bazıları ise üç kez uyur gündüzleri.

9 - 12. aylar: Dokuz aylıkken geceleri ortalama 11, gündüzleri 3 saat uyur. Onikinci aya gelindiğinde gündüz uykusu ortalama 2,5 saate düşerken gece uykusu 11 saat 15 dakikaya uzar.

12 - 18. aylar: Bu aylardaki en büyük değişim onsekizinci aya gelindiğinde iki yerine bir kez gündüz uykusu uyuyor olmasıdır. Ama önerim eğer halen geceleri kalkıyorsa gündüzleri tek uykuya düşmemektir.

18 ay - 2,5 yaş: Onsekizinci ayda geceleri ortalama 11 saat 15 dakika uyurken, gündüzleri tek uykuda 2 saat 12 dakika uyur. 2,5 yaşına geldiğinde ise gece uykusu 11 saate, gündüz uykusu da 2 saate düşer.

2,5 - 5 yaş: Üç yaşında geceleri 10,5 saat gündüzleri 1,5 saat uyurken, dört yaşına geldiğinde birçok çocuk güzdüz uykusunu kaldırır ve gece uykusu 11,5 saate uzar. Beş yaşında bu süre 11 saate düşer. 

Bir günümüz nasıl olmalı diyorsanız hangi yaş aralığını merak ettiğinizi söyleyin yeter ;-)

5 Şubat 2011 Cumartesi

Hangi Metod - 2?

Yaptığım araştırma sonuçlarını sizlerle paylaşmak isterim.

Kim West - The Sleep Lady's Good Night, Sleep Tight - Doğumdan 5 yaşa kadar ki uyku düzeni bozuklukları ele alınıyor. Ebeveyn ile bebeğin arasındaki güven bağını bozmadan kademeli olarak tek başına uyumayı öğreten bir metod.

Elizabeth Pantley - No cry sleep solutıon - Çok kademeli devam eden bir metod ve ebeveyn yatağının kullanımı söz konusu. Her ne kadar ağlama yok dese de malesef var.

Marc Weissbluth - Healthy Sleep Habits, Happy Child - Bırak ağlasın metodunu savunuyor.

Richard Ferber - Solve Your Child's Sleep Problems - Bebek uyuncaya kadar ağlaması için bırakan ve belirli aralıklarla kontrol edilmesini söyleyen bir metod.

Jodi Mindell - Sleeping Through the Night - Sadece gece yatma seromonisine yoğunlaşıyor. Gün içinde ne istiyorsanız onu yapın diyor. 

Tracy Hogg - Secrets of the Baby Whisperer - Kim West'in ki gibi bebekle birlikte kalmayı savunan metodlardan biri. Benim açımdan eksisi Tracy Hogg 4 sene evel kanserden vefat ettiği için son zamanlarda yapılmış araştırmalara göre yenilenmiş bir kitap olmaması.

Suzy Giordano - The Baby Sleep Solution - Sadece 18 aya kadar ele alıyor ve çok keskin sınırları var.

Ben mi ne yaptım? Daha önce ki aynı başlıklı yazımda da belirttiğim gibi önce Tracy ile başladım sonra Kim'le devam ettim. Çünkü birşey sormak istediğimde Kim'den danışmanlık alabiceğimi bilmek ve almak beni çok rahatlatmıştı. 

3 Şubat 2011 Perşembe

İşte size ilk sırrımız: Tutarlı olmak

Sadece uyku alışkanlıklarını değiştirmeye çalışırken değil çocuk büyütürken her konuda geçerli bir durum bu, TUTARLI olacaksınız.

Hangi metodu seçerseniz seçin, ister Dr. Ferber'in 'Bırak ağlasın'ını, ister Elizabeth Pantley'in 'Ağlamadan'ınını, isterseniz de benim gibi Kim West'in 'İyi Geceler, İyi Uykular' metodunu, başladığınızda vazgeçeğinizi düşünüyorsanız SAKIN başlamayın.

Uykusuzluğun başınıza vurduğu bir anda ben yaparım deyip, gaza gelip, onuncu dakikada vazgeçeceğiniz birşeye başlamanız demek bebeğinize verdiğiniz mesajın sürekli değişmesi demek olacaktır. Kendinizi düşünün size bir arkadaşınız hergün farklı bir şekilde davransa kafanız karışmaz mı? Bebeğinizin de karışıyor ve ondan sonra her yeni denemenizde size geri adım attırmak için daha çok direnecek ve sonuna kadar deneyecektir. Bu daha da sağlam bir duruş gerektirir. Uykusuzluktan bitap düşmüşken daha sağlam bir duruş daha da zor olacaktır.

Bu nedenle önce mutlaka okuyun. Yapılan araştırmalara göre uykusuzluk yaşayan kişiler ancak üçüncü okuyuşlarından sonra okuduklarını detayları ile akıllarında tutabiliyorlarmış. Uygulayacağınız metodu mutlaka birkaç kez okuyun, planınızı yazılı yapın ki bu size psikolojik olarak bir destek ve aynı zamanda kontrol noktası olsun.

Ne zaman ki sabahın dördünde (Zeynep Hanım'ın kulaklarını çınlantım yine :) ) 39 kez bebeğinizi yatağa yatırıp ağladığında sakinleştirmek için tekrar kucağınıza alabileceğinizi düşünürsünüz o zaman seçtiğiniz metodu uygulamaya başlayabilirsiniz. İşte o zaman tutarlılıktan ödün vermezsiniz ve metodunuz başarılı olur. Ve en büyük hayal o zaman gerçekleşir; hem bebeğiniz hem de siz bütün gece uyursunuz...